18 Kasım 2015 Çarşamba

Garip bir çocuk

Yakılırsanız nasıl ziyaret edecek sevdikleriniz sizi ?
Daha bu kelimeleri derken bile belliydi gözlerindeki fluluktan bu çocuğun hali hazırda bir ceset olduğu. Ya artık sağlıksız denecek kadar çok düşünmüştü bunu, ya da birkaç kere ölüp dirilmişti. Uzun zaman sonra ilk defa heyecanlandım bu toy nesil arasında, bu ceset çocuk farklıydı.

Belki ellerini sevdiğinizden kendisini sevdiğiniz kadınlar çıkar gelirler diye devam etti.
Ellerini sevdiğim kadınların çoğuna genelde aşık olurum.
Ellerini sürerler isminizin yazdığı taşa, yanında birileri olur hep, kendileri gelemezler, garip olur çünkü. İnsanlara anlatamadığı o sevişirken kavga ettiğiniz hikayeleri ya da münasebetinizi kimse bilmediği için söyleyemediği tüm o anıları anlatıyormuş gibi içinden geçirir, minicik tebessüm eder belki.
Hatırladıkça tebessüm eder, tebessüm ettikçe üzülür. Bir an tebessüm yerini göz yaşına bırakır, insanlar anlam veremezken ağlar o.
Bunu kaçıracak mısınız cidden?
Acıyı derinden, sevgiyi de ellerinden yaşadım, artık yaşamıyor olmanız nasıl engeller şahit olmanıza buna.
Minik çocuklar inanmadığınız tanrının dualarını başınızda eksik okurken nasıl zevkle durmazsınız orada? Dualar bitince yaptığınız erdemli işlerin,ya da komik hikayelerin çarpıtılmış ve abartılmış versiyonları o miniklere anlatılırken, hayatınız boyunca beyinlere kazınmayı, küçük beyinlere bizzat yontulmayı istemenize rağmen, nasıl terk edersiniz orayı?
O kadınların unutmasına nasıl izin verirsiniz sizi? Her biri için diğerini unuttuğunuzu sandınız, her biri  için az az öldünüz zaten. Şaşırmamalı şu an kokuyor olmanıza değil mi?
Yahu diyorum ki, kim olduğunuzu inkar etmek değil midir bu?

Aynen bunları söyledi, çoğundan pek bir şey anlamadım. Süregelen konuşmanın bu kadar özel olmadığını o da biliyordu zaten. Bu çocuk resmen gözlerimizin önünde çürüyordu, hatta yaşarken çoktan çürümüştü de, gömülmek zahmetli olduğundan devam ediyor gibiydi. Anlaşılmak değildi derdi, derdi hiçbir şey değildi ki.

O gün fark ettim işte, ölüm yalnız olmuyormuş. Ben zaten yaşamımın ilk gününden beri ölüyormuşum. Öyle hep beraber ölüyormuşuz. Sadece bazısı bilinçli, bazısı yalnız öldüğünü sanıp bilmeden.
O da işte,ellerini sevdiği kadınlarla beraber çoktan ölmüştü zaten.