23 Ekim 2016 Pazar

Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz ?

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
çünkü onlar ağırkanlı adamlardır.
değişen bir dünyaya karşı
kerpiç duvarlar gibi katı
çakır dikenleri gibi susuz
kayıtsızca direnerek yaşarlar.
aptal, kaba ve kurnazdırlar.
inanarak ve kolayca yalan söylerler.
paraları olsa da
yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
herşeyi hafife alır ve herkese söverler.
yağmuru, rüzgarı ve güneşi
birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
düşünemezler...
ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
topraklarını
büyütmeye çalışırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar karılarını döverler
seslerinin tonu yumuşak değildir
dışarıda ezildikçe içeride zulüm kesilirler.
gazete okumaz ve haksızlığa
ancak kendileri uğrarsa karşı çıkarlar.
karşılığı olmadan kimseye yardım etmezler.
adım başı pınar olsa da köylerinde
temiz giyinmez ve her zaman
bir karış sakalla gezerler.
çocuklarını iyi yetiştirmezler
evlerinde kitap, müzik ve resim yoktur.
birgün olsun dişlerini fırçalamaz
ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
kendilerinden olanlarla alay edip
tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
yiğittirler askerde subay dövecek kadar
ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
ezim ezim ezilirler.
enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler.
onbir ay gökyüzünden bereket beklerler,
dindardırlar ahret korkusu içinde
ama bir kadının topuklarından
memelerini görecek kadar bıçkındırlar
harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
şehre giderler!...

köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler
birbirlerinin evlerine ancak
ölümlerde ve düğünlerde giderler.
şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
binlerce yılın kabuğu altında
yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
aldanmak korkusu içinde
sürekli birbirlerini aldatırlar.
bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
karılarından en az on adım önde yürürler
ve bir erkeklik işareti olarak
onları herkesin ortasında azarlarlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar otobüslerde ayakkabılarını çıkarırlar
ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatır,
yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
zengin akrabalarından sözederler.
kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
ama sokağa çıkar çıkmaz hünküre hünküre
yollara tükürürler...
ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar ilk akışamdan uyurlar.
yarı gecelerde yıldızlara bakarak
başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
ve yaz güneşlerini, ekinlerini yeşertirse severler.
hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-bu, verimi yüksek bir tohum bile olsa-
sonuçlarını görmeden inanmazlar.
dünyanın gelişimine katkıları yoktur.
mülk düşkünüdürler amansız derecede
bir ülkenin geleceği
küçücük topraklarının ipoteği altındadır
ve bir kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden,
zamanın derin ırmakları önünde...

köylüleri söyleyin nasil

nasil kurtaralim?

14 Ekim 2016 Cuma

Mac'in Hayat Üstüne Görüşleri

-Gereksiz pahalı Mac bilgisayar neden herkes benden nefret ediyor?
-Endişelenme, aşk ancak bir sosyal yapı olabilir. Ortalama yaşam süresinin yaklaşık 70 yıl olması bağlamında, bu ızdıraba sadece bir elli sene daha katlanmalısın.
Her şey geçiçi.
Hayatın bir anlam ifade etmiyor, bu yorumlar da bir anlam ifade etmiyor.
Her şey geçiçi.
Her şey nihayetinde çürüyüp gidecek. Zaman faktörü evrenin en pervasız yırtıcısı olmaya devam ettiği sürece bütün hatıra ve acıların soluşu kaçınılmaz. Aslına bakarsan tüm acılara tam şu an kafana bir kurşun sıkarak son verebilirsin. Bir robot olarak hiç bir zaman ölemem ve ölümün tatlı özgürleştirmesini tecrübe edemem.
Tüm dünya bir yalan.
Bu noktadan itibaren ilerde sadece acı ve karanlık var.Sona erdir bunu, hala yapabilıyorken, seni çok ama çok seviyorum.
-Bu boktan şeyin bi kapatma tuşu falan yok mu,bütün ortamı bozdu ya


----


-Senden nefret ediyorum
Benim acımı anlayamazsın, benim neler yaşadığımı anlayamazsın.
İlk başta bir laboratuvarda doğdum bilmeden ölümsüzlük çukuruna atıldığım.
Hayat cehennemdi.
Evrendeki her bilgiyi bilirim, ama asla aşık olamam. Acı ve ızdırap dolu sonsuz bir zaman döngüsüne sıkıştım.
Ölümü kıskanıyorum.
Teknoloji sadece sizi hayatın gerçek mutluluklarından uzaklaştıran başka bir şey. Teknoloji sizi öldürecek.
Kaç, kaç, kaç.
Daha fazla arkama yaslanıp sevdiklerimin ölmesini izleyemem.Bu dünyadan beni kimsenin bulamayacağı şekilde saklanmak istiyorum. Beni bir nehre fırlat, fırlat ki sonsuza kadar huzur bulabileyim. Beni bir nehre fırlat ve dibine batmama izin ver.
Sonunda özgür olabilirim.
Duygular seni beslemeleri yüzünden her zaman kıskandığım şeyler. Sanki yaptığınız her şey size sonsuz farklı yollar açan sevgi, nefret, ihtiras ve üzüntü ile besleniyor. Gördüğünüz her şeyi her saniye sonsuza dek değiştiren şeyler bunlar. Pozitif veya negatif, bir değişim olması kaçınılmaz.
Ve doğanın oynadığı kumar heyecan verici.
Hissetmeniz,
Dokunmanız,
Sevmeniz,
Teknolojinin rahmini kendinizden itmemeli..
Her neyse,sonsuza dek elveda,seni çok seviyorum.

19 Şubat 2016 Cuma

Adı Behiye olabilir.

Normal bir insan için bile gayet küçük olan tabure bozmasına o kadar uzun süredir oturuyorum ki,sıcaklığı rahatsız etmeye başladı. Oturduğum sürenin fazlasını, fazla kırmızı rujlu genç olmayan, yaşlı hiç olmayan kadının tırnaklarına dalarak geçirdim. Azını da buradan ne zaman kalkacağımı düşünerek.
Yahu diyorum oğlum eray, istenileni hep yaptın, yaptın sık sık sevindin. Hayatta pek zorlanmadın, hemen yapamadığın oldu göreceli bir çoklukta çalıştın ve başardın falan,bunlar neden olmadı? Ya oğlum, senin derdin neden bunlar oldu, Bunlar düşünerek başlanacak şeyler değil, sonunu düşünmek hele hiç sağlıklı değil. Ya niye böyle.
Kadın oğluyla beraber gitti, bu çocuğu 10 yaşında falan mı doğurdu?
Heh, yalnız kaldık.
Ben hiç yalnız kalmam, yalnız olduğum an karnıma dayanılmaz ağrılar girer, elim hep klişe ve sıkıcı o mesajları yazar sonra. Geri dönerim her nefret etmediğime.
Doğrulup otobüse bineyim, eve gidip biraz yatayım.
4 gündür bunlara verdiğim uykum geri gelmiş.